12 Haziran 2016 Pazar

Alkali Beslenmeyi Öğreniyorum

Yoğun bakımdan çıkıp odamıza geçtiğimiz ilk günün akşamı Instagram'dan Ayşegül Çoruhlu'yu takip etmeye başladım. Önce hızlıca paylaşımlarını gözden geçirdim, sonra da DM'den mesaj attım kendisine. Damar sertliği sorunumuzu yazdım ve muayenehanesine gitmek istediğimizi söyledim. İnanamadım, 10-15 dakika içinde yanıt geldi. Öncelikle kitaplarını okumamızı tavsiye etti. Kitapları okuyun, siz çözersiniz, gibi samimi bir dille yazılmış bu mesaj o ortamda beni tarif edilemez derecede mutlu etti. Hemen google'dan alkali diyet ile ilgili araştırma yapmaya başladım. Instagram'dan da bu konuda kafa yoran kişileri, alkali diyete uygun yemek tarifleri paylaşan kullanıcıları takip etmeye başladım. İlk başlarda yenilmesi mümkün değilmiş gibi görünen yemek tarifleri paylaşan bazı kullanıcıların postları her ne kadar bana "bunlar da yenilir mi be kardeşim" cinsinden ümitsizlik yaşatsa da üzerinde durmadım ve makul tipleri izlemeye inatla devam ettim.

Eve gelir gelmez Ayşegül Çoruhlu'nun kitaplarını aldım ve okumaya başladım. Kitaplar oldukça akıcı ve keyifli bir dille yazılmış. Sürükleyici bir roman gibi bir orasından bir burasından kurcalaya kurcalaya okudum kitapları. Tokuz Ama Açız ve Alkali Diyet.

Doktor değilim, kimyacı değilim, biyolog değilim. Fakat okuyup araştırıp düşününce bu beslenme tarzı bana çok mantıklı geldi. Önce sudan başladım. Evdeki damacanaya biraz karbonat attım daha alkali olsun diye. Çocuklar suyun tadındaki değişikliği farkedip durumu protesto edince ph değeri en yüksek su olduğunu öğrendiğim Saka suyu almak için her gün Şok Marketlere gider oldum. Fakat eşimin suyu için ekstra önlemler almaya başladık. Sabah ilk iş su içiyor ve bu su elma sirkeli oluyor. Evde su içtiği diğer zamanlarda ise suyu limonlu içiyor. Elma sirkesi ve limon da suyu alkali yapıyor. Yavaş yavaş alışsınlar diye çocukların sularına da bir kaç damla limon sıktım fakat canavarlar bunu da farkettiler. Neyse yavaş yavaş alışacaklar inşallah.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder