10 Şubat 2016 Çarşamba

İşte Son Günüm 2

Öyle ya da böyle bitti gitti son gün. Tam 13 yıl. Mesainin bitimine 1 saat kala hala iş devrediyordum. Ne olup bittiğini kavrayamamıştım. İnsanda biraz duygusallık olur. Biraz kafa karışıklığı olur. Olmadı bende bunlar. Son dakikaya kadar hayatımın artık değişeceğini (elbette biliyordum fakat) net olarak anlayamadım. O kadar normal geldi ki bana, yapılan yarım saatlik veda, hediye verme töreni, dostlara sarılma, sanki iç ayrılmıyorum gibi, ama bir o kadar da zaten bir süredir orada değilmişim gibi. Şubeden ayrılırken daha farklı duygular içine girmiştim ama şimdi böyle olmadı. Ana binadaki tanışlarla vedalaşmaya gidemedim, vakit kalmadı. Zaten kim hangi katta bilmiyordum artık. Veda maili de göndermedim. Akşam facebooktan duyururum diye düşündüm. Müdürümün gözleri kıpkırmızıydı, en çok ona duygulandım.İnsanlar üzgün değil, benim adıma mutlu olmuş görünüyorlardı. Darısı baaşımıza dedi herkes. Fakat ayrılmama sevinenlerin olduğunu da gördüm. Zaten beni soğutan koşullardan çok bu yapıda insanlar olduğundan şaşırmadım. Akşam servisten indim. Kocam beni bekliyordu. Ne hissettiğimi sordu. Merak ediyordu çünkü onun da hayaliydi finans sektöründen uzaklaşmak. Fakat buna yeltenmeyi düşünmedi hiç. Detayları sonra yazarım. Mutluydum sadece başım ağrıyordu biraz. Akşam facebook profilimden duyurdum. Böylesi daha iyi oldu. Bir kaç saat içinde kullanımıma kapılacak olan bir mailboxtan onlarca insana mail atmanın ne anlamı var. Çalıştığım insanların bir çoğu başka kurumlardalar zaten. Hepsi öğrenmiş oldu. Şöyle ya da böyle bitti. Yarın Çarşamba. Kocacık evde. Oğlum sömetre tatilinde, o da evde. Ev korkunç bir durumda. Badana, koltuk, halı yıkama, bozulmuş beyaz eşyaların elden geçirilmesi ve buna benzer binlerce çılgın iş var. Bakalım gelecek ne getirecek:)

9 Şubat 2016 Salı

İşte Son Günüm

İşten haftaiçi ayrıldım. Son günüm Salı'ydı. Eşim yıllık izinde olduğu için onunla en azından bir kaç gün geçiririm diye düşündüm. O iki gün bile işe o kadar zor gittim ki. Nasıl olsa işten çıkacağım diye çamaşır yıkamayı bile ertelemişim. Giyecek bir şey bulamadım. Ptesi işe siyah kanvas bir pantolon, üstüme tişörtümsü bir şey ve bir de siyah hırka giydim. Saçlarım ise ağlıyordu bakımsızlıktan. Artık gerçekten ama gerçekten ayrılma zamanı gelmişti benim için. Her halimden belliydi bu. Sürünüyor sürünüyor, sürüklenerek gidiyordum işe. Güya Salı sabahı, yani son gün eski hevesli günlerimden kalma, yılardır dolabın bir köşesinde tıkılı bekleyen şık bir elbise bulup giyecektim. Olmadı, o kadar zor kalktım ki yataktan. Duş aldım, saçımı kurutamadım bile. Her zaman giydiğim siyah orlon kurtarıcı elbisemi giydim, altıma opak çoraplar. Bağcıklı botlarımı çektim altıma çıktım evden. Nasılsa ofiste masamın altında 2 çift toğuklu ayakkabı bırakmıştım. Tabi bu arada kafamda deli sorular. Elbisenin kuşağını çantama attım mı, makyakj malzemeleri yanımda mı, cımbızım var mı, eyvah parfüm almadım diyerekten servise koşturdum. Son günüm de olsa servis şoförünü bekletmek istemedim. Ptesi sabahı bira bekletmiştim çünkü. Ayıp oldu insanlara. Ne de olsa onlar maalesef bu eziyeti çekmeye devam edecekler. Kurtulan benim. Niye hayatlarını zorlaştırayım ki. Neyse detay analize girmeyeyim şimdi belki de mutludurlar ayol. Servise bindim. Baktım annemden mesaj gelmiş. Kuşağını evde unutmuşsun yazıyor. Sabah sabah o kuşağı bulmak için evde terör estirip sonra ütü masasının üzerinde bırakıp gitmem pek dokunaklı bir durum oldu. Önce üzüldüm. Ulan dedim son günün be kızım. İşte son günün . İnsan gibi bir resim çekilseydin ya. çoluğun çocuğun bakacak ileride. Sonra sakinleştirdim kendimi. Taktım kulaklıklarımı ve başladım Power Love dinleyerek son Anadolu yakası-Levent arası servis yolculuğuma.....Hala inanamıyorum. Çok normal geliyor ki gelmemeli. Kurulmuş otomatik bir robot gibi ve koşturarak ve hiç bir şeyi eksiksiz yapamadan ve hiç bir şeyi doyasıya yaşamadan geçip giden günlerim değişecek miydi yani? Hadi bakalım hayırlısı

Az kaldı...

3 yıl bir banka şubesinde satış ekibinde yer aldıktan sonra İstanbul Levent'te bir plazada tam 10 yıl boyunca farklı ekiplerde çalıştım. Sonra işten ayrıldım. Aniden oldu ayrılışım. Nedenlerini niçinlerini yavaş yavaş anlatırım zamanla. Bu bloğu oluşturma amacım evde olmaya alışma sürecimi günbegün yazmak.