Küçük Prens - Antoine De Saint - Exupery

Her çocuğun okuması gereken bir kitap Küçük Prens. Ama yetişkinlerin defalarca okuması daha elzem bence. Kitabın ilk sayfalarında küçük bir çocuk olan Prens'in ettiği laflar yetişkin okuyuculara saçma gelebilir. Muhtemelen gülümser ve çocuk işte, der okuyucu, hayal dünyasında yaşıyor. Fakat sayfaları çevirdikçe düşünmeye başlar. Yahu basbayağı haklıdır bu çocuk. Gittiği her bir gezegende gördüğü tuhaf, abartılı tipler günlük hayatta vardırlar aslında. Yetişkinlerin bu hengamesine bir türlü anlam veremez Küçük Prens. Yetişkinler ise yaptıklarının doğru ve mantıklı olduğundan emindirler. Küçük Prensi hiç mi hiç ciddiye almazlar. Halbuki hepsi saçma sapan şeyleri hayatlarının ana gayesi haline getirmiş sıkıntılı insanlardır. Keşke bir an durup bir düşünseler. Ama şimdi düşündükleri yolla değil. Saf bir çocuk gibi akıl yürütseler...

- Nasıl sahip olunuyor yıldızlara?

- Kimin ki yıldızlar? diye soruyla karşılık verdi işadamı.

- Bilmem ki. Hiç kimsenin.

- O halde yıldızlar benimdir çünkü ilk benim aklıma geldi.

- Oluyor mu öyle?

- Olmaz olur mu! Tut ki sahipsiz bir elmas buldun, elmas artık senindir. Tut ki sahipsiz bir ada keşfettin, ada artık senindir. Tut ki bir fikir ilk senin aklına geldi, gidip patentini alırsın, fikir artık senindir. Madem benden önce kimsenin aklına yıldızlara sahip olmak gelmemiş, o  halde yıldızlar benimdir.

- Haklısın, dedi Küçük Prens, "Ne yapıyorsun peki sahip olduğun yıldızlarla?"

- Yönetiyorum yıldızları. Oturup kaç tanelermiş sayıyorum, bitince oturup tekrar sayıyorum. Herkesin yapacağı iş değil. Ama ben ciddi adamım!

Küçük Prens'in aklına yapmamıştı bu iş.

Benim bir atkım olsa, dolarım boynuma, gezer dolaşırım onunla. Bir çiçeğim olsa takarım yakama, istediğim yere götürürüm. Ama sen yıldızları koparamazsın ki gökten!

- Ne olmuş ben de bankaya yatırırım.

- O ne demek?

- Önce bir kağıda kaç tane yıldıza sahip olduğumu yazarım, sonra kağıdı çekmeceye koyarım, çekmeceyi de kilitledim mi tamamdır.

- Bu kadarcık mı?

- Daha ne olsun!

İşte böyle Küçük Prens'in seyahat noktalarından birinde yaşadıkları... Ne dersiniz, şaşırmakta haklı değil mi?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder